Kayıtlı kullanıcılar
Kullanıcı
Şifre

Beni hatırla


Karışık fotoğraf

ebubekir ağa çeşmesi- taş mektep çeşmesi/ aksaray
ebubekir ağa çeşmesi- taş mektep çeşmesi/ aksaray
Yorumlar: 0
Mustafa Cambaz

seyyid bilâl türbesi ve cezayirli ali paşa camii
seyyid bilâl türbesi ve cezayirli ali paşa camii

            

   Sonraki Fotoğraf:
seyyid bilâl türbesi ve cezayirli ali paşa camii


seyyid bilâl türbesi ve cezayirli ali paşa camii
Açıklama: Seyyid Bilâl Türbesi ve Cezayirli Ali Paşa Camii

Sinop’un manevi merkezi… Hz. Hüseyin’in torunu Seyyid Bilâl Türbesi ve bitişiğindeki Cezayirli Ali Paşa Camii, Sinop’un Eyüp’ü gibi… Peygamber torununun ruhaniyetinin kuşattığı bu mekân, Selçuklu çağından bugüne yerli ve yabancıların kutsal ziyaretgâhı olmuş… Şehir merkezine hakim bir tepede bulunan türbe, M. S. 675’le tarihleniyor. 1214 yılında Sinop kesin olarak Türklerin yönetimine geçtikten sonra Selçuklu mimarisine göre yeniden yapılan ve günümüze kadar korunan türbe, 1867 yılında Cezayirli Ali Paşa tarafından bir camiyle zenginleştirilmiş. Cami ve türbe, ecdat yadigârlarının en büyük koruyucusu büyük hakan 2. Abdülhamid tarafından 1896 yılında tamir ettirilmiş.
Üzeri ahşap çatılı caminin kuzey ve doğu cephelerinde üzerleri ahşap sundurmalı iki giriş kapısı var. Kesme taştan yapılan ancak üzeri sıvalı olan camiyi, yuvarlak gövdeli hoş bir minare tamamlıyor.
Peygamberimizin üçüncü kuşaktan torunu Seyyid İbrahim Bilâl’e yakın olmak için Osmanlı döneminde erkân ve eşraftan bir çok kişi buraya gömülmek istediğinden Cezayirli Ali Paşa Camii’nin geniş bir haziresi var. Cami ve Seyyid Bilâl Türbesi bu hazirenin ortasında yer alıyor. Seyyid Bilâl’i şehid ettikten sonra pişman olan ve onun ayak ucuna gömülmek isteyen Sinop tekfurunun mezarı bile burada…
Sinop’un manevi bekçilerinden Seyyid İbrahim Bilâl Hazretlerinin öyküsü şöyle:
İstanbul, M.S. 675'te Ömer bin Abdülaziz tarafından kuşatıldığında Hz. Hüseyin’in torunu Seyyid Bilâl hazretleri bu kuşatmadaki gazilere yardım etmek amacıyla Orta Asya’dan gönüllü Türk savaşçıları sağlamış. Kardeşi Seyyid Ali Ekber Hazretleri de bu savaşçıların arasına katılmış. Bu gönüllü savaşçılar birliğiyle Karadeniz kıyısından İstanbul'a hareket etmiş. Hareketi sırasında kötü hava koşulları nedeniyle Sinop limanına girmek zorunda kalmış. O günün şartlarına göre vergisini ödemiş. Sinop'ta geçici olarak kalmak için bugünkü Alâaddin Camii'nin bulunduğu yerde yorgun ve hasta askerleriyle konaklayarak dinlenmeye çekilmiş. Ancak Sinop tekfuru ve askerleri onları gözleyerek izlemiş ve durumlarından kuşkulanmış. Bu kuşku üzerine tekfur ve askerleri bir gece baskını düzenlemişler. Üstün askerlik yeteneğine sahip Türk gönüllü savaşçıları bu baskına karşı koymuşlar. Çıkan bu çatışmada sayılarının az, yorgun ve hasta olmaları gibi nedenlerle çoğu şehid olmuş. Çevresi tekfur ve tekfurun askerleriyle sarılan Seyyid Bilâl Hazretleri düşmanı yararak birliğiyle beraber bu baskından sıyrılmak istemiş. Bu sırada hükümet konağının bulunduğu semtte, Meydan kapısından şehri terk etmek üzere çarpışırken çatışmanın en şiddetli anında tekfurun bir kılıç darbesiyle başı düşmüş. Hemen düşen başını koltuğuna alarak şu anda türbesinin bulunduğu yere kadar gelmiş. Olay o anda orada bulunanlar tarafından hayretle izlenmiş. İnanılması güç, gerçek dışı görünen bu olay karşısında dini inancı olan ahali ve tekfur, bu durumdan ürkerek şaşırmış ve korkmuş. Tekfur hemen çatışmayı durdurmuş ve böyle ulu bir kimseyi öldürdüğü için ahali ve uyruklarının gözünde saygınlığını yitireceğini anlayarak yaralı Müslüman savaşçılara iyi davranmış ve şehitlerin İslâm gelenek ve göreneklerine göre gömülmesine izin vermiş. Şehitler arasında yer alan Seyyid İbrahim Bilâl Hazretlerinin kardeşi Seyyid Ali Ekber Hazretleri de caminin yanındaki yeşil türbede medfun. Tekfur, sebep olduğu bu acıklı olaydan son derece pişman olmuş ve "Ben bir ermiş kişiyi öldürdüm. Allah'ın beni affetmesi için Seyyid Bilâl Hazretlerinin üzerine bir çatı örtülsün ve onu görmeye gelenler beni çiğneyerek geçsin, belki o zaman affolurum" demiş ve öyle de yapılmış. Ölümünden sonra Tekfur türbenin kapısının eşiğine gömülmüş. Bu olaydan 539 yıl sonra M.S. 1214 yılında Sinop kesin olarak Türklerin yönetimine geçtiğinde türbe Selçuklu mimarisine göre yeniden yapılmış. Fakat kapısının önü değiştirilerek şimdiki yerine alınmış. Seyyid Bilâl Hazretlerinin askerleriyle konakladığı yere ise Selçuk Türkleri Alâaddin Câmii’ni yapmışlar. (13/07/2008)
Kelimeler:  
Tarih: 26.10.2008 16:45
Görüntülenme: 3045
İndirilme: 1
Oylama: 0.00 (0 Oy(lar))
Dosya boyutu: 120.3 KB
Ekleyen: Mustafa Cambaz

EXIF Info
Yapım: NIKON CORPORATION
Model: NIKON D200
Pozlama Süresi: 1/200
Buşluk Verisi: F/7.1
ISO hızı: 160
Oluşturma Tarihi: 11.07.2008 18:13:02
Merkez Uzunluğu: 24mm

Powered by DNAsoft