Kayıtlı kullanıcılar
Kullanıcı
Şifre

Beni hatırla


Karışık fotoğraf

cinci han
cinci han
Yorumlar: 0
Mustafa Cambaz

tacettin dergahı ve muhsin yazıcıoğlunun mezarı
tacettin dergahı ve muhsin yazıcıoğlunun mezarı

            

Önceki Fotoğraf:
tacettin sultan türbesi

 
 Sonraki Fotoğraf:
tacettin dergahı ve muhsin yazıcıoğlunun mezarı


tacettin dergahı ve muhsin yazıcıoğlunun mezarı
Açıklama: Aşağıda, vefatının ardından kaleme alınan ve Muhsin Başkan'ın bu mekâna ne kadar yakıştığını anlatan bir yazıya yer verdim. Çok sevdiğim bir gazeteci arkadaşıma ait bu yazı, aynı zamanda Tacettin Sultan ve dergâhını da çok güzel bir şekilde tanıttığı için paylaşmak istedim.

Şeyhi var, Asım`ı var Bülbül`ü var...

Dile, kaleme kolay gelmese de alışıyoruz artık: `Muhsin Başkan` vefat etti. Bu dünyadayken yaptıklarına dair, güzelliklerine dair, adam gibi adam oluşuna dair -ne mutlu ki- adeta bir külliyat oluştu. `Asıl yurdu`nun dünya üzerindeki tezahürü olan Ankara Tâceddin Dergâhın`a ilişkin ise kimi detaylar var ki, tam da merhum Yazıcıoğlu`na yakışan, O söz konusu oluğunda `Tam yerini bulmuş` dedirten detaylar bunlar...
İBRİKLERİYLE BİRLİKTE İBADET EDEN ŞEYH
Muhsin Yazıcıoğlu öyle bir yere defnedildi ki, Alperenliği dijital çağa taşıyan bu güzel insanın, Müslüman Türk tarihinden tevarüs ettiği tutarlı devamlılık çizgisiyle bire bir uyuştu bu tercih. Adını o dergâha veren Şeyh Tâceddin Sultan; Selçuklu Devleti`nin son zamanlarında yetişmiş, Osmanlı Devleti`nin ise kuruluşunda manevî önderlerden olmuş Kayserili Şeyh Tâceddin Veli Hazretleri`nin soyundan gelen bir mübarek zattı. Onyedinci yüzyılda Bursa`da Üftade ve Aziz Mahmud Hüdaî Dergahlarında yetişerek Ankara`ya gelen ve burada Celvetî tarikatı müridleriyle ilgilenen, Taceddinoğulları`ndan Taceddinzade Şeyh Taceddin Mustafa Sultan, pek çok kerametiyle müştehirdi. Misâl... Dr. Müjgan Cunbur ile Yrd. Doç. Dr. Fatma Ahsen Turan`ın Altındağ Belediyesi tarafından yayınlanan `Altındağ`ın Manevî Coğrafyası` isimli kitabında anlattıklarına göre, devrin padişahı, Şeyh Taceddin`in yanına getirilmesini emretmiş, dergâha giden askerler, şeyhle beraber su ibriklerinin de ibadet ettiğini görünce Şeyh Taceddin Sultan`ı götürmekten vazgeçmişlerdi.
SEMT SAKİNLERİ VERGİDEN MUAFTI
Dr. Nazif Öztürk de, Muhsin Yazıcıoğlu`nun defnedildiği Tâceddin Dergâhı üzerine ilginç detayları, Türkiye Yazarlar Birliği`nin geçtiğimiz yıl ikincisini düzenlediği Mehmet Âkif Bilgi Şöleni`nde (sempozyum) sunduğu, `Taceddin Sultan`dan Mehmet Akif`e` isimli bildirisinde anlatır: `Halkın ve devlet yöneticilerinin gösterdiği yoğun saygının bir ifadesi olarak XIX. yüzyılda Hacı Bayram-ı Veli ile Tâceddin-i Veli mahalleleri sakinleri vergiden muaf tutulmuşlardır. Bu mahalleler, manevî şahsiyetlerin tesis ettiği zaviyeli camilerin etrafında kurulmuş olmaları, dergâhların ruhanî bir atmosfer oluşturması, halkın derin saygı duyduğu ulu kişilerin türbelerinin buralarda bulunması, hem dinî açıdan, hem de vergi muafiyetleri sebebiyle ekonomik açıdan cazip yerleşim yerleri idi. Ankara Şer`iye sicillerinde yer alan 5 Ramazan 1283 / 16 Mayıs 1823 tarihli fermanda, `Tekke Ahmet Mahallesi`nin ekser ahalisi fukarâ-yı dervişândan olduğu için, yeni ihdas edilen bazı vergilerden Tâceddin-i Veli hazretlerinin yüzü suyu hürmetine muaf tutuldukları` belirtilmektedir.`
ANKARA`NIN İKİNCİ MANEVÎ MAKAMI
Yine Öztürk, Osmanlı dönemi kayıtlarına göre Ankara`da insanların yoğun bir şekilde ziyaret ettiği belli başlı on yedi türbe bulunduğunu belirterek, `Bu ziyaret yerleri arasında Hacı Bayram-ı Veli türbesi birinci, Tâceddin-i Veli türbesi ise ikinci sırada, tekke ve zaviyelerin kapatılmasından sonra yıktırılarak yerine önce `İnci Gazinosu` yaptırılan ve halen üzerinde Altındağ Belediye Sarayı`nın yer aldığı mevkide bulunan es-Seyyid Hüseyin Bahâeddin Nakşibendî türbesi de üçüncü sırada geliyordu` diye yazmakta. Şeyh Taceddin Sultan`ın, `Umdetü`l-meşâyıhı`l-`izâm Mustafa Efendi İbni Tâceddinzâde` ifadeleriyle yani, `dayanılıp güvenilecek büyük şeyh` olarak anılması ise o tarihlerde kendisinin Ankara`daki meşhur şeyhler arasında olduğunu gösteriyor.
Tâcî Divanı
Şeyh Tâceddin Sultan`ın `İlâhiyât-ı Tâceddinzâde` isimli bir eseri de bulunuyor. `Tâcî Divanı` olarak adlandırılan bu eserde duru bir Türkçe ile tasavvuf şiirleri yer almakta. İşte o divandan birkaç mısraa: `Ey cümleye Ma`bûd olan, derdime dermân sendedir / Âşıklara matlûb olan, derdime derman sendedir / Aşktır begim ana giden, aşktır murâda irgören / Olmuş gönüllerdir gören, derdime dermân sendedir / Aşktır tenimde cân olan, mest-i elest insân olan / Âşıklara îmân olan, derdime dermân sendedir / Sensin Kerîm Sensin Rahîm, âşıklara aşkın naîm / Vaslın cinân hicrin cahîm, derdime dermân sendedir / Tâceddînoğlu çâresi çoktan, bezm-i avâresi / Lutfin senin çün çâresi, derdime dermân sendedir` `Geldik kapuna yâ Şekûr, irham lenâ yâ Rabbenâ/ Sensin Kerîm sensin Gafûr, irham lenâ yâ Rabbenâ / Başım kodum bu meydâna, muntazırım ben ihsâna / Garîkım gerçi isyâna, irham lenâ yâ Rabbenâ / Günâhım oldu gâyetsiz, senin lütfün nihâyetsiz / Nice bulam hidayetsiz, irham lenâ yâ Rabbenâ / Tâceddînoğlu dir kaldım, günâhım anladım bildim / Yüzüm kara sana geldim, irham lenâ yâ Rabben`
Asım`la, Bülbül`le, İstiklâl`le koyun koyuna
`Muhsin Başkan`ın ebedî istirahatgâhını `popüler` kılan ise hiç kuşkusuz merhum Mehmet Âkif Ersoy`un bir süre burada yaşayıp, İstiklâl Marşı`nı da aynı mekânda yazmış olması. Peki, sadece bu kadar mı? Değil. Nazif Öztürk`ün adeta `compact bir kitap` kıvamındaki bildirisinden öğreniyoruz ki, merhum Âkif, Safahat`ın 6`ncı kitabı olan `Asım`ı da, `Süleynam Nazif`e`yi de, `Bülbül`ü de bu mekânda yazmış. Enver Behnan Şapolyo, M. Ertuğrul Düzdağ ve D. Mehmet Doğan`a atıfların yer aldığı makalede ayrıca, İstiklâl Marşı`nın TBMM`de kabul edildiği günün akşamında Tâceddin Dergâhı`nda çay demlenerek, yakın dostları arasında bulunan milletvekillerinin de iştirakiyle mütevazı bir kutlama yapıldığı bilgisi de yer alıyor.
05.04.2009
TACEDDİN URAL
Kelimeler:  
Tarih: 10.09.2009 05:28
Görüntülenme: 3024
İndirilme: 0
Oylama: 0.00 (0 Oy(lar))
Dosya boyutu: 158.4 KB
Ekleyen: Mustafa Cambaz

EXIF Info
Yapım: NIKON CORPORATION
Model: NIKON D200
Pozlama Süresi: 1/250
Buşluk Verisi: F/8
ISO hızı: 250
Oluşturma Tarihi: 09.06.2009 10:40:56
Merkez Uzunluğu: 11.5mm

Powered by DNAsoft