Kayıtlı kullanıcılar
Kullanıcı
Şifre

Beni hatırla


Karışık fotoğraf

mahmut bey camii
mahmut bey camii
Yorumlar: 0
Mustafa Cambaz

kayseri kurşunlu camii
kayseri kurşunlu camii

            

Önceki Fotoğraf:
kayseri kurşunlu camii

 
 Sonraki Fotoğraf:
kayseri kurşunlu camii


kayseri kurşunlu camii
Açıklama: “En küçük mahalle mescitlerinden zirve eser Selimiye’ye kadar Mimar Sinan’ın yaptığı bütün camiler beni çok heyecanlandırır… Mihrimah duygulandırır, Kılıç Ali Paşa titretir, Şehzade ağlatır, gücün simgesi Süleymaniye gururlandırır… Onun eserleri arasında bir kıyaslama yapılamaz. Hepsi birbirinden güzeldir ve hepsinde yeni bir buluş vardır. Ama Sokullu camileri ayrıcalıklı gibi gelir bana… Hoş bir ayrıcalık… Büyük mimar, üç padişaha sadrazamlık yapmış Sokullu Mehmet Paşa için inşa ettiği camilere farklı bir özen göstermiş sanki. İstanbul Kadırga’daki Sokullu Camii, Osmanlı döneminin en özgün külliye mimarisi örneklerinden. Mimari- süsleme dengesiyle her yerinde bir özen göze çarpan yapı, Cennet taşlı tek cami olma özelliğine de sahip. Arka sokakta kaldığı için gözlerden kaçan bir saklı güzellik… Haliç’in Galata kıyısında Unkapanı Köprüsü’nün ayağındaki Azapkapı Sokullu Camii, Selimiye’nin küçültülmüş modeli gibi. Bu minyatür Selimiye’nin bir özelliği de köprülü minaresi. Minareye, son cemaat yerinin kuzey tarafından yükselen bir köprüyle ulaşılıyor. Büyükçekmece’deki Sokullu Camii ise küçük ölçekli bir mahalle mescidi. Ancak onun da minaresi çok özel. Yekpare taştan yapılan minareden dünyada sadece iki tane var. Biri burada, diğeri de Mısır’da.
İstanbul’daki adaşları gibi Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa Camii de önemli bir Sinan eseri. Tek kubbeli Osmanlı camileri arasında özel bir yeri var…”
Yukarıdaki notu, 2008’de ziyaret ettiğıim Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi’ni tanıtımımdan önce yazmıştım. İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin değişik şehirlerinde ziyaret edebildiğim kadar camiyi fotoğraflayıp haklarında bilgi topluyorum. Her cami, bana bir başkasının adresini gösteriyor. Ömrüm yettiğince her adrese gitmeye kararlıyım. Beni asıl çekense Sinan eserleridir. Siteyi gezenler bilir, Türkiye’dekilerin çoğunu fotoğraflayıp farklı kategorilere yükledim. Ancak zaman ve imkân ölçüsünde büyük ustanın bütün eserlerini ziyaret edip fotoğraflama derdindeyim. Bu yüzden sürekli onun izini takip ediyorum. Geç de olsa ilk başlamam gereken yere yani doğduğu topraklara iki ay arayla iki defa gidebildim. Evinde oturdum, köyü için yaptığı üç çeşmeden birinde oruç açtım, torunlarının evinde iftar yaptım. Üstelik oğlumla birlikte… İşte sana mutluluğun resmi Nazım :) Şaka bir yana hayatımda yaşadığım en mutlu günlerimden biriydi ama dahası vardı… Kurşunlu Camii’ni gezerken de köşede yatan babamı gördüm. Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen o da benim gibi gezmeyi çok sever. Bu yüzden onu da getirmeyi düşünmüştüm ama sıcak Ramazan ayında zor olur düşüncesiyle vazgeçmiştim. Şimdi Gümülcine’de, köydeydi… Hangi ara buraya gelmiş diyerek yanına yaklaştım... Ramazan olduğu için sıcaktan ve açlıktan bitkin düşen bir amca caminin köşesine kıvrılmış yatıyordu… Boyu, posu, yüzü, takkesi, üzerindeki giysileri ve yatış şekliyle tıpkı babam… Oğlumla birlikte şaşkın bir şekilde bir süre izledikten sonra hem fotoğrafını hem görüntüsünü çektik… Babama, Kayseri’de ne işin vardı demek için:)) Evet, sanki Allah’ın bir lûtfuydu bu... Ramazan boyunca gezeceğimiz yerleri o da görmeyi çok isterdi. Bunu bildiğim için eksikliğini her gittiğim yerde hissetmiştim. Oğlumla birlikte, Koca Sinan’ın memleketindeki eserini ziyaretimde yanımda babam olmasa da babama benzeyen biriyle karşılaştırılmıştım... Orucun verdiği ruh hali içinde büyük bir heyecan ve “ŞÜKÜR”le camiyi fotoğraflamaya devam ettim…
Bu manevi doygunluk içinde fotoğrafladığım Kurşunlu Camii, Kayserili Mimar Sinan’ın şehre hediye ettiği iki camiden biri. Diğeri, Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde de adı geçen Osman Paşa Camii’dir. Kanuni’nin vezirlerinden Çerkes Osman Paşa tarafından 1558 yılında yaptırılan ve Mimar Sinan’ın ilk eserlerinden olan cami, Cumhuriyet Meydanı’nda, valilik binasıyla saat kulesi arasında bir yerdeymiş. Şimdi yok. Ne zaman ve nasıl ortadan kaldırıldığı da bilinmiyor.
Şükür ki son dönem eserlerinden olan Kurşunlu Camii sapasağlam günümüze ulaşabilmiş. Koca Sinan’ın Anadolu’da yaptığı en büyük kubbeli yapılardan olan cami, gri renkli kesme taştan, kare plânlı olarak inşa edilmiş. Yüksek cephe duvarları ve kubbesi, kıble yönünde dıştan görünen iki büyük payanda, diğer üç cephedeyse içten görünen üç kalkık kemerle desteklenmiş. Bazı kaynaklara göre 1576, bazılarına göreyse 1585 yılında Doğancı Ahmet Paşa olarak da tanınan Hacı Ahmet Paşa tarafından yaptırılmış. Bu yüzden asıl adı Hacı Ahmet Paşa Camii’dir. Diğer Anadolu şehirlerinde de olduğu gibi kubbesinin kurşunla kaplı olmasından dolayı Kurşunlu Camii olarak adlandırılmış. (İstanbul’da bu isimle adlandırılan bir cami bulamazsınız. Çünkü Semavi Eyice’nin de dediği gibi İstanbul “Kurşun kubbeler şehri”dir.)
Girişteki son cemaat yeri, tıpkı yine Sinan eseri olan Üsküdar Atik Valide, Üsküdar Mihrimah Sultan, Eminönü’ndeki Rüstem Paşa, Tophane’deki Kılıç Ali Paşa, Fatih’teki Mesih Ali Paşa, İzmit Pertev Paşa, Tekirdağ Rüstem Paşa ve Lüleburgaz Sokullu Mehmet Paşa camilerinde olduğu gibi çifte revakla çevrelenmiş.
Avlusundaki sekiz sütunlu şadırvansa buraya sonradan getirilmiş. Şehzade ve Millet Çeşmesi adlarıyla bilinen eser, Sultan Abdülaziz’in torunu olan ve generalliğe kadar yükselen Osmanlı şehzadesi Mehmet Cemaleddin Efendi tarafından İçkale bölgesinde bir yere yaptırılmış. 1930’lu yıllarda şimdiki yerine taşınmış. (14/ 08/ 2011)
Kelimeler:  
Tarih: 12.02.2012 22:41
Görüntülenme: 2510
İndirilme: 1
Oylama: 0.00 (0 Oy(lar))
Dosya boyutu: 113.8 KB
Ekleyen: Mustafa Cambaz

EXIF Info
Yapım: NIKON CORPORATION
Model: NIKON D200
Pozlama Süresi: 1/200
Buşluk Verisi: F/7.1
ISO hızı: 200
Oluşturma Tarihi: 14.08.2011 14:30:17
Merkez Uzunluğu: 10mm

Powered by DNAsoft