Kayıtlı kullanıcılar
Kullanıcı
Şifre

Beni hatırla


Karışık fotoğraf

taraklı kadirler konağı
taraklı kadirler konağı
Yorumlar: 0
Mustafa Cambaz

ortaköy camii
ortaköy camii

            

Önceki Fotoğraf:
ortaköy camii

 
 Sonraki Fotoğraf:
ortaköy camii


ortaköy camii
Açıklama: Boğaziçi köprüsüyle birlikte İstanbul’un en önemli kartpostallarından biridir Ortaköy Camii...
Boğaziçi’nin Rumeli yakasında, Ortaköy İskele Meydanı’nda boğazın en panoramik görüntüsüne hâkim bir yerdedir. Güneyi ve batısı denizle çevrili olmak üzere, Boğaz’a doğru uzanan küçük bir burnun üzerindedir…
Boğaziçi’nde eşsiz bir konuma yerleştirilmiş Ortaköy Camii. Bu sebeple İstanbul’un en önemli simgelerinden olmuştur…
Büyük Mecidiye Camii olarak da bilinen bu eser, Sultan Abdülmecit tarafından, Osmanlı'nın son saray başmimarı Seyyit Abdülhalim Efendi 'ye 1853 yılında yaptırılmış. Giriş kapısı üzerindeki kitabede Abdülmecit’in tuğrası ile birlikte, caminin bitirilişini belirten bu tarih yer alır…
Caminin bulunduğu yerde daha önce Vezir İbrahim Paşa’nın damadı Mahmud Ağa’nın yaptırdığı bir mescit varmış. 1721 tarihli mescit, Mahmut Ağa’nın Patrona Halil Ayaklanması’nda ölümünden sonra yıkılmış… Mescit, 1740’lı yıllarda Mahmut Ağa’nın damadı Mehmet Ağa tarafından yenilenmiş... Bugünkü cami, Abdülmecit tarafından bu mescidin yerine inşa edilmiş. Sultan Abdülmecit, bu camiye Cuma namazına gelir, sonra ince saltanat kayığıyla diğer kıyıdaki Beylerbeyi Sarayı’na veya Küçüksu Kasrı’na geçermiş...
Barok üslûbunda olan cami, 19. yüzyıl ortalarındaki Osmanlı cami mimarisinin durumunu açıkça gösteren ilginç bir örnektir. Sultan Abdülmecid’in 1839’da ilan ettiği Tanzimat Fermanı ile Batılılaşma yoluna girilince, Dolmabahçe’den Ortaköy’e uzanan sahildeki eski saraylar yıktırılmış; buralara Dolmabahçe Sarayı, Çırağan Sarayı, Feriye Sarayları, Nusretiye, Dolmabahçe, Küçük Mecidiye, Büyük Mecidiye camileri gibi Batılılaşma çabalarının eseri olan binalar inşa edilmiş. Bu binaların çoğu da dededen toruna müteahhitlik yapan Balyan Ailesi mensupları tarafından yapılmış. Müteahhitlik diyorum çünkü Balyanlar yakına kadar bu binaların mimarları olarak bilinirdi. Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Selman Can, hocası Prof. Nurhan Atasoy'la birlikte yaptığı çalışmalar sonucunda Balyanlar'ın mimar değil müteahhit olduklarını Osmanlı arşivlerine dayanarak belgeledi. Yaptığı çalışmalarla ezber bozan Selman Can, değişik dönemlerde yapılan ve Balyanlar'a atfedilen bu eserlerin mimarlarının; Türk, İngiliz, İtalyan, Alman, Fransız ve Rum olduğunu, Balyanlar'ın da taşeronluk yaptığını ortaya çıkardı. Selman Can, Osmanlı’da ilk resmî inşaat şirketi “Şirket-i Nafia-i Osmanî” yi kuran bu aile mensuplarının, Osmanlı döneminde bir çok inşaat yolsuzluğuna imza attıklarını da belgeledi.
Kelimeler:  
Tarih: 24.11.2007 01:13
Görüntülenme: 2839
İndirilme: 4
Oylama: 0.00 (0 Oy(lar))
Dosya boyutu: 87.1 KB
Ekleyen: Mustafa Cambaz

Powered by DNAsoft